Timaş Yayınları 2023 Haziran ayını birbirinden heyecan verici kitaplarla karşılıyor. Timaş’ın sürükleyici romanlardan yol gösteren tarih ve inanç kitaplarına dair geniş bir yelpazedeki Haziran 2023 seçkisi, her yaştan okura alternatifler sunuyor.

Dino Buzzati – Dağların Adamı Barnabo
Roman – 128 Sayfa
Gazeteci, ressam ve hepsinin ötesinde ünlü romancı Dino Buzzati’nin ilk romanı Dağların Adamı Barnabo’nun hikâyesi bir İtalyan kasabasında geçer. Barnabo, ormanın saklı bir köşesinde, pek işe yaramayan bir cephaneliği beklemekle görevlendirilmiş bekçilerden biridir. Bekçilerden birinin öldürülmesiyle görevinden ve çok sevdiği dağlardan ayrılmak zorunda kalan Barnabo bir taraftan pişmanlık ve yalnızlık duygusuyla savaşırken, diğer taraftan akıp giden hayatla, her şeyi anıya dönüştüren zamanla, düşün ve hakikatin zıtlığından doğan çelişkinin yol açtığı sıkıntıyla mücadele ederek varoluşuna bir anlam bulmaya çalışır. Buzzati, sembollerle dolu gerçeküstü bir dünyayı, gerçek dünyanın yanına yerleştirir; gerçeği inceden inceye istila eden o iç sıkıntısı ve yalnızlığı hikâyelerindeki kahramanlar ve nesneler aracılığıyla aktarır. Dağların Adamı Barnabo, insanın dinmeyen yalnızlığına, doğaya içkin tabiatına ve zamanla çelişkili ilişkisine dair derinlikli bir roman…
“Ormanın kuytu bir yamacında, hiçbir işe yaramayan bir cephaneliği beklemekle görevlendirilmiş bekçilerin hikâyesinin anlatıldığı Dağların Adamı Barnabo, yazarın ilk kitabı. Kitabı okuyanlar, Buzzati’nin daha başından beri temel meselesinin değişmediğini, San Nicola kasabasının uzak bir yamacındaki cephaneliğin, Tatar Çölü’ne bakan Bastiani Kalesi’nin bir ilk taslağı olduğunu göreceklerdir. Bir de, bir ustanın çıraklığındaki güzelliği! On yedi yıl önce, Dino Buzzati’nin bir kitabına önsöz yazabileceğim, aklımın ucundan bile geçmezdi.” Ali Ayçil

Dr. Y. Hakan Erdem – Zaman Çöktü
Roman – 368 Sayfa
41. yüzyıl: Koyun ve koçların sembolokrasiye karşı savaşı! Y. Hakan Erdem, bu kez bilimkurguya el atıyor ve tufandan sonrasına, 41. yüzyıla gidiyor, ama buralardan fazla uzaklaşmadan… Zaman Çöktü, bir bakıma, insanlaşmaya çalışan koyunların, koyunluk değerlerini savunarak insanlara karşı ayaklanışının hikâyesi. Bir bakıma da 21 yüzyıldır süren sembolokrasiye ve Türkiye’nin ruhuna tutulmuş bir ayna: Huriler, buharlaştırıcılar, gargoyle’lar, başkasının uykusunu uyuyanlar, koçlar, dispatlar, siborkullar, kara delikler, kırmızı başlıklı kızlar ve daha neler neler… Belki de, Batılılaşma sürecindeki koca bir ülkenin, mecburen Güneylileşmek zorunda kalışının hikâyesidir bu, kim bilir? Gelecekte, 41. yüzyıl Türkiye’sinde geçen kitapta koyunlaşan insanlar, insanlaşmaya çalışan koyunlar, etrafta yüzlerce Fatih Sultan Mehmed klonu, Napolyon, Büyük İskender, Aristoteles gibi tarihi karakterlerle Batılılaşma serüvenindeki Türkiye’yi anlatıyor. Y. Hakan Erdem, gerek tarih gerekse kurgu alanında ortaya koyduğu eserlerle hem Türkiye’de hem de dünyada kendisini kanıtlamış değerli bir kalem. Zaman Çöktü ise yazarın kurgu alanındaki çalışmaları arasında yer alan önemli bir roman. Türkiye’nin Batılılaşma hikâyesini insanlarla karşı kaşıya gelen koyunlar, tarihten figürler, kara delikleri fantastik elemenler ve hicivle birleştiren güçlü bir distopya.

Raja Shehadeh – Osmanlı Filistin’ine Veda
Tarih – 240 Sayfa
Raja Shehadeh, aile tarihini araştırırken Osmanlı zamanlarında Filistin’de yaşamış büyük büyük amcası Necib Nassar’ı keşfeder. Filistinli Hristiyan bir gazeteci olan Necib Nassar da tıpkı yazar gibi, hayatını Filistin halkının özgürlüğüne adamıştır. Reform ve yenilik yanlısı olsa da Osmanlı tebaası olmaktan memnuniyet duymaktadır. Ancak Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesine muhalefet etmesi nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkarılır. Cemal Paşa’nın talimatıyla hakkında idam kararı çıkarıldığı için yaşadığı yerden kaçar ve yaklaşık üç yıl saklanarak yaşar. Bu süre zarfında Filistin’in eski köylerinde, bedeviler arasında, kırlarda, bazen tek başına bazense arkadaşlarının arasında dolaşır. Filistinli insan hakları aktivisti Raja Shehadeh, bu kitapta büyük büyük amcası Neci Nassar’ın kaçış yolculuğuna yeniden çıkıyor. Yolculuk sırasında amcasının uğradığı, konakladığı, tepelerden seyrettiği hayat dolu yerleşim yerlerinin artık metruk ve âtıl olduğunu gözlemliyor. Filistin’in günümüzde bir kafese dönüştüğünü ve artık özgürce dolaşmanın imkânsız olduğunu acı tecrübelerle keşfediyor. İşgalci güçlerin bölgedeki ekolojik yapıyı, doğal kaynakları, toplumsal huzuru ve hafızayı, kısacası sayabildiğimiz her şeyi nasıl geri dönülmez biçimde değiştirip bozduğunu detaylarıyla aktarıyor. Yine de her türlü kedere, acıya, baskıya rağmen bir gün Filistin’in özgürlüğünü göreceğine inanan yazar, Necib amcasından kendisine miras kalan mücadeleci umudu okuyuculara da vermeyi başarıyor.

Prof. Dr. Sadullah Gülten – Heterodoks Dervişler ve Aleviler
Tarih – 352 Sayfa
Osmanlı Devleti tarafından tutulan kayıtlar arasında bulunan başta tahrir, mühimme ve vakıf defterlerinin satır aralarında, Anadolu’da faaliyet gösteren abdal, ata, dede ve baba unvanını taşıyan Yesevî, Kalenderî, Haydarî, Vefaî ve Bektaşî tarikatlarına mensup derviş ve şeyhler hakkında da önemli bilgiler bulunur. Özellikle, bahsedilen belgelerin adı geçen tarikatlara mensup şeyhlerin hayat hikâyesini ve kerametlerini ihtiva eden menakıbnâmeler ile desteklenmesi hem bu kaynaklarda geçen bilgilerin test edilmesine hem de konunun genişletilmesine imkân vermektedir. Özellikle Anadolu Tasavvuf Tarihi alanında yaptığı çalışmalarla göz dolduran Prof. Dr. Sadullah Gülten, Heterodoks Dervişler ve Aleviler adını
verdiği bu çalışmasında yer alan makaleler bu usule göre kaleme alınmıştır. Böylece Osmanlı arşiv belgeleri ve menakıbnâmelerin birlikte kullanılmasıyla pek çok tartışmalı konuya yeni bir bakış açısı getirilmiş ve daha önce farklı akademisyenlerce ele alınan konular genişletilmiştir.
“Gülten’in çoğu Alevilik araştırmacılarında bulunmayan bir farklılığı, kaynaklarını genellikle malum literatürle sınırlamayıp elde ettiği verileri geniş ölçüde arşiv belgeleriyle takviye ederek kullanmasıdır. O şüphesiz ileri sürdüğü varsayımları, yaptığı analiz ve değerlendirmeleri, ayağı yere basan ve değerli kılan bir yöntem kullanır. Bu yöntem onu hem sair yazılı kaynaklarla yetinen ve çoğu defa bunlar üzerinden tutarsız genellemeler yapan, bu genellemeleri “mahz-ı hakikat” imiş gibi sunan bazı iddialı profesyonel veya amatör araştırmacılardan farklı bir yere oturtur.” Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak

Fatma Bayram – En Güzel Kıssa
İnanç – 304 Sayfa
Emekli İstanbul Baş Vaizesi Fatma Bayram Hoca’yı özellikle yaptığı Kur’an çalışmalarından, Elmalılı Tefsiri derslerinden, İhya okumalarından, Siyer çalışmalarından, zaman yönetimi seminerlerinden, okuma sevdasından, disiplinli yaşama biçiminden, bir yönüyle kitaplarla örülü dünyasından, bir yönüyle konuşmayı ve anlatmayı sevmesinden, bildiği ve şahit olduğu
hakikatleri aktarma heyecanının her daim diriliğinden, sıradan görünen olaylara sıra dışı bakışından, kitaplarından, yaptığı sosyal medya paylaşımlarından ve geniş katılımlı sohbetlerinden tanıyoruz… En Güzel Kıssa, hanımların “Fatma Hoca”sının “Kur’an Kıssaları Bize Ne Söyler?” sorusunun ardına düşerek Yusuf suresi özelinde yaptığı Yusuf kıssası sohbetlerinden oluşuyor. Tabii ki Fatma Bayram üslubuyla…

Nurullah Genç – Birkaç Deli Güvercin
Şiir – 112 Sayfa
“Şiir sadece ilhamla yazılan bir şey değildir. Şair, bilerek yazmalıdır. İnsan dünyaya kavramlarla bakar, kavramlarla yazar. Şiirlerimde ve hayatımda hep yolculuk var. Bu yolculuk da hiç bitmeyecek. Ve ıstırap… Ne var ki biz yaşadıkça bizim yaramız hiç iyileşmeyecek. Çünkü dünya, gerçek yurdu ahiret olan müminin zindanıdır ve zindanda yaşayan birinin yarası hiç iyileşmez, o kişi acı çekmeye devam eder. Bizim ıstırabımız da hiç bitmeyecek.” Nurullah Genç, Birkaç Deli Güvercin ile şairin uzun yolculuğunun ilk duraklarına götürüyor okurunu yeniden. Şiirine, şairliğine yön veren izlekleri okurlarıyla buluşturuyor bu eserle.

Okay Tiryakioğlu – Kılıç Arslan
Roman – 368 Sayfa
“Bir müddet hiçbir şey söylemedi Kılıç Arslan. Hafifçe serpiştiren yağmuru izliyor, toprak kokusunu ve gitgide yıldırım yüklenen göklerin cereyan yüklü rayihasını ciğerlerine dolduruyordu. “Allah’tan duam gelecek nesillerin tek bir devletin ve mutlak bir hâkimiyetin önemini kavramalarıdır şu yaşadıklarımız onlara ibret olmayacaksa eğer, kendilerine mutlaka başka ibretler ve hatalı yollar seçecekler demektir!” Bir anlığına sessizleşen Sultan etrafına baktı. Askerinin metanetini arttırmak için atını dörtnala kaldırıp safların önüne çıktı. “Bugün, son Türk devletini kurtarmak için buradayız gaziler,” diye kükredi.” Büyük Sultan Alparslan’ın açtığı Anadolu’nun kapıları Türklere kapanmak üzere… Tarihte görülmemiş bir şekilde toplanan Haçlılar Bizans’ın rehberliğinde İslâm aleminin üzerine yürümekte. İçerideki düşmanlar uyanmış. Fitne Müslümanlar arasında yayılmış, kardeş kardeşi boğazlamakta. Bütün bunların karşısında ise asla pes etmeyen, herkesin umudu Sultan Kılıç Arslan… Eserleri altı dile çevrilen, Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, “günümüzün Peyami Safa”sı olarak anılan Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden Anadolu’daki Türk varlığını Haçlılara karşı canı pahasına koruyan Kılıç Arslan’ın nefes kesen hikâyesi…

Julie Lee – Kardeşimin Koruyucusu
Roman – 368 Sayfa
Sora ve ailesi, Kuzey Kore’de yaşar. On iki yaşındaki Sora, oldukça başarılı bir öğrencidir ve aynı zamanda ailesinin en büyük çocuğudur. Geleneksel bir Kore ailesinde bu, büyük sorumluluk anlamına gelir. Öğrenmeye meraklı bir kitap kurdu olan Sora’nın omuzlarına, kardeşlerinin bakımı ve ev işleri gibi sorumluluklar yüklenir. Sora, bir yandan ailesinin bu dayatmalarına karşı çıkarken, diğer yandan da baskıcı rejimin Kuzey Kore’deki hâkimiyeti dolayısıyla hiçbir şeyin kendileri için kolay olmayacağının farkındadır. Seyahat etmelerine izin verilmeyen, fikir özgürlükleri kısıtlanan, sürekli yoklamaya tabi tutulan Kuzey Kore vatandaşları, daha iyi bir yaşam için öncelikle Güney Kore’ye, daha sonra da Amerika’ya gitmenin hayalini kurar. Bu fikre başta pek sıcak bakmayan aile, daha sonra başka bir seçenek kalmadığını anlar ve Busan’a göç için yola koyulur.
Anne, baba ve üç çocukla başlayan bu yolculuk, büyük bir hengâme sonrası ailenin birbirini kaybetmesiyle bir anda sekteye uğrar. Sora, sekiz yaşındaki erkek kardeşi Youngsoo ile tek başına kalır ve artık omuzlarındaki yük eskisinden çok daha ağırdır. Sora, gün geçtikçe güçsüzleşen kardeşini Busan’a sağ salim ulaştırmak için tahmin bile edemeyeceği bir kahramanlık sergileyecektir.

Kerilynn Wilson – Kalpsizler
Çizgi Roman – 304 Sayfa
Negatif duyguları hissetmemek için tüm insanlığın kalplerini aldırdığı bir dünyada kalbi olan tek kişi siz olsaydınız ne yapardınız? Ve duyguları olan tek kişi siz olsaydınız? Uyum sağlamak için kalbinizi aldırmaya boyun eğer miydiniz yoksa kalbinizi her ne pahasına olursa olsun korur muydunuz? Kısa bir süre önce Bilgin, kalbinizi çıkardığınızda tüm üzüntü, endişe ve öfkenin yok olduğunu keşfetti. Bu işlem iyi duyguları da uyuşturmasına rağmen çok geçmeden hastanenin kapısında kuyruklar oluşmaya başladı. June ise ailesinde, arkadaşları arasında, okulunda kalbini aldırmamış tek kişi. Gittikçe üzerindeki baskı artan June, bir gün sokakta terk edilmiş bir kavanozun içinde bir kalp bulur ve bu kalple ablasını normale döndürmeyi umar. Kalbini aldırmasına rağmen yeniden hissetmeye başlayan Max ile tanıştığında, June sandığından daha büyük bir sorun olduğunu anlar ve tüm insanlığı kurtarmak için maceraya atılır.

Gizemli Yer Altı Kütüphanesi 3
Abie Longstaff – Gece Hırsızı
Roman – 160 Sayfa
Görkemli bir köşkte… Dik kayalıkların en yüksek tepesinde… Eski zamanlardan kalma bir taşın altında… Yerin altına açılan bir kapağın ardında… Büyük bir sır yatıyor. Mollett Malikânesi’nde yaşayan küçük hizmetçi kız Tally, gizli kütüphanenin muhafızıdır. Sincap dostu Şanslı ile birlikte, kütüphanedeki sihirli kitapları kullanarak gizemli olayları çözmek onun için çocuk oyuncağıdır. Tally, bazı sesler malikâne sakinlerini geceleri rahatsız etmeye başladığında sihirli kitaplardan yardım ister. Fakat bu seslerin sahibi bir hayalet olabilir mi? Sırlar Kütüphanesi, hiç kimsenin göremediği bir şeyi yakalamak ona yardım edebilir mi?

Zübeyir Tokgöz – Element Avcıları
Roman – 160 Sayfa
-Siz hakansınız. Üzüntü yaraşmaz size. Sorunları çözmek, amaçlara erişmek için istek gösterin yeter. İyilerin başaramayacağı bir şey yoktur, yeter ki harekete geçsinler. Henüz ortaokula giden Mürteza, dersteyken eline bir daire çizer ve kendini bilmediği bir gezegende, bilmediği bir ülkenin hakanı olarak bulur! Tüm bu olanlar bir rüya mıdır? Ya değilse? Muhteşem bir bozkıra sahip; görkemli dağlar, Runik harfli sütunlar, kanatlı atlar, ışıklı kelebekler, güzel gözlü ceylanlarla dolu, her eşyanın örülerek yapıldığı, karın mavi yağdığı bu eşsiz diyarda; Mürteza ve arkadaşları, yeraltı dünyasının canavarları Abra ve Yutba’ya karşı! Türk mitolojisinden izler bulacağınız bu macera dolu romanı elinize alın ve mavi karlı bir hayal dünyasının kapısını aralayın…

Ebru Arık – Problemsiz Matematik
Eğlenceli Matematik – 144 Sayfa
Matematikle aran nasıl? Kötü mü? ‘Matematik’ kelimesini duyunca köşe bucak kaçıyor musun? Artık kaçacak yer aramana gerek yok. Bundan sonra matematik senin için mutluluk ve eğlencenin sembolü olacak. Çünkü birbirinden zorlu konuları en pratik yollarla öğreten; öğretirken kahkahalarla güldüren Problemsiz Matematik kitabıyla tanıştın. Doğal sayılar, açılar, kesirler, ölçüler gibi konulara ilişkin problemlerin en pratik çözümleri ve muhteşem ipuçları bu kitapta! İnce espriler ve muhteşem karikatürlerin eşlik ettiği matematik hiç bu kadar eğlenceli ve kolay olmamıştı!

Kjartan Poskitt – Şaşırtan Galaksi
Eğlenceli Bilim – 144 Sayfa
Yaşlı evrenimizi tanımaya hazır mısınız? Hepimiz milyarlarca gezegenle, yıldızla, uyduyla, göktaşıyla, kuyruklu yıldızla ve kim bilir başka nelerle birlikte uzayda ışık hızıyla hareket ediyoruz. Bu kitapta bilginin akıl almaz dünyasında eğlenceli bir yolculuk yapacaksınız ve heyecandan yerinizde duramayacaksınız. Mars’ta kayak yapacak, Plüton’daki üzgün uzay
yaratığıyla karşılaşacak; kırmızı devler, beyaz cüceler ve süpernovalar ile ilgili bazı inanılmaz gerçekler karşısında soluk soluğa kalacaksınız. Ayrıca, Sid adında birisinin kara deliklere çok yaklaştığında başına neler geldiğini göreceksiniz.

Mustafa Orakçı – Levent & Hitit’ten Mısır’a Gizemli Yolculuk
Hikâye – 160 Sayfa
Levent ve arkadaşları İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndeki bir hırsızlığın peşine düşüyorlar. Bu olay onları Hitit’ten Mısır’a kadar macera dolu bir yolculuğa sürüklüyor. Hititlerin başkenti Hattuşaş’a, oradan Mısır piramitlerine… Levent ve arkadaşları bu olayı çözebilecek mi? Macera dolu bir yolculukta siz de yerinizi alın!

Ayşegül Dede – Sarı Balonun Yolculuğu
Hikâye & Sessiz Kitap – 36 Sayfa
Küçük bir kız çocuğu dışında kimsenin görmediği sarı bir balonun öyküsü… Sarı balon, şehirden uzaklara sürüklenirken küçük kız da onunla tabiata doğru yola çıkar. Küçük kızla beraber, bizler de teknolojiden uzak bir yere, “doğaya” ait olduğumuzu hatırlarız. Sözcüklerin yer almadığı bu eserle çocuklarımız da sarı balonun şehirden tabiata uzanan yolculuğuna dahil olacaklar. Kendi yorumlarıyla, bu yolculuk öyküsünü tamamlayacaklar.

Yusuf Öztoprak – Bay Tekir ve Tuhaf Kuralları
Hikâye – 64 Sayfa
Bay Tekir Kedioğlu -çok da bilmemesine rağmen- kurallara ya da kural sandığı şeylere aşırı bağlı bir kedi. Bir yerde bir kural ihlali mi var? Aman aman! Bay Tekir Kedioğlu için bunun düşüncesi bile tüyler ürpertmeye yeter! Peki ya onun hayatına tamamen kural tanımaz bir ufaklık giriverirse ne olur? Bay Tekir Kedioğlu’nu takıntılarından ancak gerçek bir dostluk ve sevgi kurtarabilir.

Büşra Ümmühan – Atlarla Rüzgârı Yakalayalım
Hikâye – 80 Sayfa
Toprak ve Yağız tatil için bir kasabaya gittiğinde kendilerini bekleyen sürprizlerden habersizdiler. Burada keşfettikleri at çiftliği sayesinde hayatlarında hiç unutamayacakları bir yaz geçirdiler. Atları keşfetmek için çıktıkları bu yolda sorumluluk almayı ve zorluklarla başa çıkmayı öğrendiler. Bu kitapta arkadaşlık, hayvan sevgisi, karakter keşfi ve çok daha fazlasını bulacaksınız.