Sanat gazetecisi Menekşe Gülben, ilk öykü toplamı “Yalnızlık Bakanlığı”’nda anlattığı yalnızlık biçimleriyle toplumsal bir sorun haline gelen yalnızlığın boyutlarını irdeliyor ve yeni bir harekete çağrı yapıyor; “Yalnızlık Bakanlığı kurulabilir mi?”

Sanat gazetecisi Menekşe Gülben ilk kitabında alternatif bir benlik oluşturuyor ve bir salyangozun ağzından yalnızlığa dair dokuz öykü yazıyor. Her öyküde kendinizi bulduğunuz bir yolculukta onun yalnızlık bakanlığına, yıkılan kulelerine, salyangozunun kalbine, büyülü divanına konuk oluyorsunuz.
Öykü toplamının adı olan “Yalnızlık Bakanlığı”, aynı isimdeki öyküde Serap adlı bir mendilci kızın ülkedeki yalnızlar için büyüyünce Ankara’ya gidip Yalnızlık Bakanlığı’nı kurma hayalini anlatıyor. İngiltere’de kurulan ilk Yalnızlık Bakanlığı’nın ardından Japonya’nın da geçtiğimiz yıl Yalnızlık Bakanlığı’nı kurması milyonlarca insanın yalnızlıktan muzdarip olmasının resmi olarak fark edilmesi anlamına gelirken, kitabın ismine de bu vesile ile ilham kaynağı oluyor.
Yalnızlık Bakanlığı’nın ülkemizce de kurulması konusunda edebiyatın gücünü kullanarak bir çağrı yapmayı amaçlayan yazar, yarattığı karakterler üzerinden, yalnızlığın bazen bir insan bazen bir hayvan bedeninde nasıl yaralar açtığını içsel dünyalarının analiziyle okuyuculara aktarıyor.
Hermafrodit bir canlı türü olan salyangoz toplumsal cinsiyete vurgu yaparken; kitabın kapağında yer alan güncel sanatın en önemli isimlerinden Gülsün Karamustafa’nın 2013 yılında üretilen ve Salt Galata’da sergilenmiş olan “Çifte Hakikat” enstalasyonu aynı vurguya dikkat çekiyor.
Amorf Kitap, Form Dışı Edebiyat Mottosuyla Yayın Hayatına Başladı